İSO Meclisi’nin Mart ayı olağan toplantısı, “Küresel ve Bölgesel Gelişmelerin Işığında İhracatımızın Önündeki Risk ve Fırsatlar” ana gündemiyle Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda İhracatı Geliştirme AŞ (İGE) Genel Müdürü Kasım Akdeniz de gündeme ait değerlendirmede bulundu.
Bahçıvan, dünya çapında bir müddettir ABD ve Avrupa odaklı finansal gerilim yaşandığını belirterek, uzun yıllar düşük faize alışık ABD ve Avrupa bankacılık sisteminin, faizlerin kısa müddette yüzde 4,5-5 bandına gelince zorlanıyor olmasının temel sorun olduğunu lisana getirdi.
Bahçıvan, “Faizlerin düşük olduğu devirde ellerinde düşük faizli tahviller bulunduran bankalar, bu devirde faizlerin yükselmesiyle kayıplar yaşıyor. Yeri gelmişken ülkemizde de ileride benzeri bir durumun yaşanmaması için dikkatli olmamız gerekiyor.” tabirlerini kullandı.
“Fiyatlardaki doğal üst hudut KOBİ’leri zorluyor”
Dünya genelinde “iktisadi milliyetçiliğin” yükseldiği bir sürece tanıklık edildiğini belirten Bahçıvan, şöyle devam etti:
“Küresel pazarın daha kesimli ve ticari ilgilerin de çok daha karmaşık hale geldiği bir süreçte, Türkiye nasıl bir yol haritası izleyecek? Son devirde ülkemiz açısından riskler fırsatlara nazaran biraz daha ağır basıyor. Global büyüme, yavaşlama eğilimine girdi. Ukrayna savaşıyla artan belirsizlikler, besin ve güçteki fiyat şokları Avrupa’da üretim maliyetlerini artırdı, tüketicilerin alım gücüne ve ekonomik itimada ziyan verdi. Çekirdek enflasyonda katılık sinyalleri dikkat çekiyor. 2023’te büyümenin geçen yıla nazaran yavaş olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Son aylarda Çin’deki yine açılma ve tedarik problemlerindeki hafiflemenin de tesiriyle global nakliye fiyatları geri çekildi ve bu Türkiye’nin yakın pazarlardaki nispî navlun avantajını zayıflattı. Tekrar Dolar/TL kurunun yatay seyrine karşın enflasyonun yüksek kalması ve bunun Türk lirasında yol açtığı gerçek pahalanma, dış rekabette değerli bir zorluk haline geldi. Bilhassa güç ve emek-yoğun dallarda artan maliyetlere karşın milletlerarası rekabetin fiyatlara çektiği doğal üst hudut, sanayicilerimizi kârdan fedakarlık yapmaya zorluyor. Bu zorluk, KOBİ’ler için çok daha önemli boyutlarda. Tüm bunların yanı sıra, iç talebin güçlü seyri ve TL’deki gerçek pahalanma son aylarda ithalatı körüklüyor. Bu da cari açığın artmasına katkıda bulunuyor.”
“Ürün ve ülke sayısındaki çeşitlilik avantaj”
İhracatçı endüstriciler için acil bir öteki gündemin AB’nin Hudutta Karbon Vergisi düzenlemesi olduğunu lisana getiren Bahçıvan, “Zaman giderek daralıyor. Türkiye’nin son yıllarda ihracatta yakaladığı en değerli avantajlardan biri de hem eser hem de ülke sayısı istikametinden ulaşılan çeşitlilik. Bu avantaj son yıllarda global yavaşlama devirlerinin ekonomik hasarını minimuma indirmek bakımından adeta bir sigorta fonksiyonu görüyor. Yeni pazarlara erişimde sağladığımız başarıyı, bu pazarlarda hissemizi artırarak ve daha kalıcı hale gelerek pekiştirmeliyiz. Bu doğrultuda Ticaret Bakanlığımızın geçtiğimiz yıl açıkladığı ve toplam 18 ülkeye olan ihracatımızı artırmaya yönelik ‘Uzak Ülkeler Stratejisi’ değerli.” değerlendirmesinde bulundu.
“İSO Hayat Kenti Antakya ilçe merkezinde”
Hatay’ın Antakya ilçe merkezinde kurulmakta olan İSO Ömür Kenti’ndeki çalışmaların son durumu hakkında da bilgi veren İSO Lideri Bahçıvan, altyapı çalışmalarının devam ettiğini, bölgeye konteyner üretim ve sevkiyatının da sürat kesmeden sürdüğünü söz etti.
Bahçıvan, “Projemizde bugün prestijiyle 300’ün üzerinde konteynerin bölgeye ulaştığını ve yerleştirildiğini, böylelikle projemizin üçte birini tamamlamış olduğumuzu memnuniyetle paylaşmak istiyorum. Altyapı çalışmalarını, konteyner üretim ve sevkiyatını planladığımız üzere sürdürerek İSO Ömür Kentini mayıs ayının başında zelzeleden ziyan gören vatandaşlarımızın hizmete sunmayı hedefliyoruz.” bilgisini paylaştı.
“İhracat kredilerinin hissesini artırmaya odaklıyız”
İhracatı Geliştirme AŞ Genel Müdürü Kasım Akdeniz ise sürdürülebilir kalkınmada iki değerli kavram bulunduğunu ve bunların, ihracat ve KOBİ’ler olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz de toplam krediler içinde ihracat kredilerinin hissesini artırmak ve ihracat kredileri içinde de ihracatçı KOBİ’lerin hissesini artırmaya odaklıyız. Dünyadaki iktisat modellerinin en temel gayesi ülkenin refahını artırmaktır. Bu da daha fazla üretim, istihdam ve sürdürülebilir kalkınmadan geçiyor. Bu da yeni yatırımlar ve kapasite artışlarıyla mümkün. Türkiye özelinde bunun finansmanı çok değerli. Lakin genel olarak finansman yetersizliği yaşanıyor. Bu sonuç İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu bilançolarından da görülebiliyor. Şirketlerimizin kaynaklarının yalnızca yüzde 30’u özkaynak, yüzde 70 oranında yabancı kaynağa muhtaçlık duyuyoruz. Kredi değil kefalet veren bir kurum olan İGE olarak bankacılık dalının fonlarını daha fazla ihracat faaliyetlerine kullandırmalarını sağlamak üzere kurulduk. Bu da bankacılık bölümünün kendi içindeki motivasyonlarını kullanmaktan geçiyor.”